Sosyal Medyada Çocuk Paylaşımı: Aileler Farkında Olmadan Risk Yaratıyor
- Fatih Abic
- 7 Haz
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Haz

Sosyal medya, ailelerin hayatındaki pek çok alışkanlığı değiştirdi. Artık çocukların doğumundan okul çağlarına kadar uzanan birçok anı, dijital mecralarda belgeleniyor. Ancak uzmanlara göre bu paylaşımlar, çocukların mahremiyetini ve güvenliğini tehdit edebilir boyutlara ulaşıyor. Özellikle "sharenting" olarak adlandırılan bu davranış biçimi, ebeveynlerin farkında olmadan çocuklarının kişisel alanını ihlal etmesine yol açabiliyor.
Türkiye’de Paylaşım Oranı Yüksek, Farkındalık Düşük
Türkiye'de sosyal medya kullanımı oldukça yaygın. 2024 yılı verilerine göre ülkede 37 milyon Facebook, 38 milyon ise Instagram kullanıcısı bulunuyor. Bu kullanıcıların büyük bir kısmını ebeveynler oluşturuyor. Araştırmalar, Türkiye'deki anne-babaların yüzde 68’inin çocuklarının fotoğraf ya da videolarını sosyal medyada paylaştığını ortaya koyuyor.
Kadın kullanıcılar arasında bu oran yüzde 56, erkeklerde ise yüzde 34’e kadar çıkıyor. Uzmanlar, bu denli yaygın bir davranışa karşın, çocukların dijital hakları ve mahremiyetinin yeterince gözetilmediğine dikkat çekiyor.
Masum Görünen Paylaşımlar Tehlike Yaratabilir
Ebeveynler genellikle çocuklarının sevimli, eğlenceli ya da başarı dolu anlarını paylaşmayı tercih ediyor. Ancak paylaşılan her içerik, çocuğun gelecekteki dijital kimliğini etkileyebilecek nitelikte. Özellikle çocuğun izni alınmadan yapılan paylaşımlar, onun kişisel haklarını zedeleyebilir.
Uzmanlar, çocukların bu içerikler nedeniyle ileride utanç duyabileceğini, hatta sosyal ilişkilerinde olumsuz etkiler yaşayabileceğini belirtiyor. Daha da önemlisi, bu görseller kötü niyetli kişiler tarafından da kullanılabiliyor.
Dijital Mahremiyet ve Psikolojik Etkiler
Psikologlar, küçük yaşlardan itibaren sosyal medyada görünür olan çocukların, zamanla ilgi ve onay beklentisine bağımlı hale gelebileceğini vurguluyor. Bu durum, benlik algısını ve sosyal gelişimi olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca sürekli takip edilen ve değerlendirilen bir çocukluk süreci, ileride güvensizlik duygularını da besleyebiliyor.
Mahremiyetin ihlali sadece duygusal değil, fiziksel güvenlik açısından da risk taşıyor. Uzmanlara göre, internette paylaşılan çocuk fotoğrafları yasa dışı içerik sitelerinde dolaşabiliyor. Bazı uluslararası raporlar, çevrim içi çocuk istismarı vakalarının kaynağında aile içi paylaşımların da bulunduğunu gösteriyor.
Yasal Boşluklar Endişe Yaratıyor
Türkiye’de şu anda “sharenting” konusuna özel bir yasal düzenleme bulunmuyor. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), esas olarak bireylerin kendi rızalarına dayalı verilerini korumaya odaklanıyor. Ancak çocuklar söz konusu olduğunda, bu rızanın nasıl tanımlanacağı ve hangi yaşa kadar geçerli olacağı konusu belirsizliğini koruyor.
Uzman hukukçular, ebeveynlerin paylaştığı içeriklerin üçüncü kişiler tarafından erişilebilir hâle gelmesinin, çocukların dijital haklarını tehlikeye attığını ve bu konuda yasal boşlukların giderilmesi gerektiğini savunuyor.
Küresel Sorun: Her Saniye Yeni Bir Çocuk Fotoğrafı Paylaşılıyor
Sharenting, sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gündeminde. Avrupa Konseyi verilerine göre 2023 yılı boyunca internet ortamında 100 milyondan fazla çocuk istismar görüntüsü tespit edildi. İngiltere’de yapılan bir araştırma, ebeveynlerin çocukları 13 yaşına gelene kadar ortalama 1.300 kez çocuklarına ait fotoğraf ya da video paylaştığını ortaya koydu. Her saniye internete iki yeni çocuk fotoğrafı yüklendiği tahmin ediliyor.
Uzmanlardan Uyarı: “Çocuğun Onayı Olmadan Paylaşmayın”
Uzmanlar, ebeveynleri daha dikkatli olmaya çağırıyor. Özellikle şu konulara dikkat edilmesi öneriliyor:
Çocukların özel, mahrem veya utanç verici anlarının paylaşılmaması
Paylaşım öncesinde çocuğun onayının alınması
Sosyal medya hesaplarının gizlilik ayarlarının sıkı tutulması
Konum ve kişisel bilgi içeren detaylardan kaçınılması
Sonuç: Dijital Mahremiyet, Gerçek Hayat Kadar Önemli
Sharenting, başlangıçta masum bir paylaşım olarak görülebilir. Ancak çocukların kişisel alanına ve dijital geleceğine dair etkileri göz ardı edilemez. Ebeveynlerin bu konuda bilinçli hareket etmesi kadar, devletin de yasal düzenlemeleri hızla hayata geçirmesi gerekiyor. Çünkü bugün yapılan bir paylaşım, çocuğun gelecekte karşılaşabileceği sorunların temelini oluşturabilir.
Comentarios